spor abi spor. çocukken hem futbolu hem basketbolu şahane oynardım, kulüplerden teklif almıştım ki basketbolda o zamanki Ülkerspor'un altyapı sorumlusu tarzı birisi ilgilenmişti ama ailem ne yazık ki hiç üstüne düşmedi. atlattık artık tabii ama ne zaman düşünsem çok üzülürüm. ben çekingen çocuktum, fazla yırtık değildim, o yüzden kendi başıma o işlere girişip kulübe yazılmak ve bu yolu zorlamak akıl edebildiğim bir şey değildi. bir de hoca kontrolünde oynamayı sevmiyordum, o yüzden kaçtım biraz.
annem babam bu yeteneğimin farkındaydı aslında. evde akşamları haber yerine basketbol maçı izlenirdi ki babam ters adamdır, normalde böyle şeylere kızar. akşam izlemeyi geçtim bazen ben rica edince gece 3'te nba maçına bile kaldırırdı, uyandırmazsa ertesi gün çok üzülüyorum diye kıyamazdı, "iyi madem ben gece uyumıcam boyum kısa kalıcak gelişemicem diyorsan izle pezevenk bana ne" derdi kdkdkdld. evde bile potam vardı, okulda zaten hep oynuyordum ama okul yoksa sürekli alıp götürürlerdi ya okula ya başka potaya, sürekli oynardım yani.
kısacası ben bilinçsizdim ve ailem de bu tutkumu profesyonelleştirmem için yardımcı olmadı, hiç "oğlum emeksiz başarı olmaz, koçla da oynaman lazım, canını dişine takıp bol bol azar yiyip her şeyin üstesinden gelmen lazım" demediler. halbuki çocuğum ben, ne kaba soksan onun şeklini alacağım zaten ama yok abi, biraz fazla serbest bıraktılar, maymun gibi herif oldum çıktım sonra.
bazen "sen o disipline gelemezdin, takıma soksalar da profesyonel oynayamazdın, karıya kıza uyuşturucuya düşerdin, hem zaten boyun uzun değil" diye avutuyorum kendimi...
ama diğer taraftan... belki çocuk yaşta kulüpte disipline edilseydim farklı bir gelişim süreci (hem mental hem fiziksel) geçirebilirdim. bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
şu an ayakta zor duran bir şişkoyum. iki üç sene önce okuldan arkadaşlarla biraz oynamıştım bir gün. çok şaşırdılar. oha aq sen 10 dakika yolu üç saatte yürüyen adamsın, nasıl böyle oynuyorsun, babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi muhabbeti olmuştu. gururum okşanmıştı, çok mutlu olmuştum ama eve geçince ağlayacaktım neredeyse.
bi jordan olmazdık belki ama royal halı gaziantep'te rotasyona girerdik be abi. yazık oldu. ailem hep sevdiğim şeyler için beni destekledi ama yönlendirmedi... olm ben 8 yaşındayım desenize oğlum seni kulübe verek, gitmiyorsan kurşuna dizeriz gitmen şart diye. anca "oo kralsın kamki yapıyosun bu işi haa" diye gazlayıp öyle kenardan izlediler. ünlü filozof uğur ışılak'ın da söylediği gibi... bu kafayla kurulamaz koalisyon.
kısacası çekingen olsam bile şu ana kıyasla çok daha az ürkek olduğum, dünyayı tanımayan bir çocuk olduğum dönemde cesaret edip "koç boyunduruğu" altına girme konusunda direnç göstermemiş olsam belki şu an her şey farklı olabilirdi. en büyük pişmanlıklarımdan, "acaba nasıl olurdu"larımdan biri, belki de en derini budur.
0